21 Şub PRUVA HEYKELLERİNİN HİKAYESİ
Günümüzde dahi karşımıza çıkan pruva heykellerinin ilk ortaya çıkışı eski çağlara kadar dayanmaktadır. Mürettebatı ve gemiyi uğursuzluğa karşı koruduğu düşünülen pruva heykelleri ahşaptan olup geminin baş bodoslamasına yerleştirilirdi. Ahşap heykeller dalgalara bakarak tanrıları memnun ettiği ve deniz yolculuğunun daha güvenli geçmesine sebep olduğuna inanılırdı. Antik çağlardan bu yana yaygın olan pruva heykelleri en köklü deniz geleneklerinden birisi.
Birbirinden zarif ve gösterişli heykeller yirminci yüzyıla kadar gemilerin pruvalarını süslemeye devam etmiştir. Modern gemi inşa tekniklerinin yaygınlaşmasıyla birlikte pruva heykelleri geçmişi hatırlatan dekoratif objelere dönüşmüş durumda.
Pruva heykellerinin hikayesi denizcilik tarihinin ilk çağlarına dayanırken, ahşap pruva heykellerin ilk örneğine Antik Mısır ve Fenike gemilerinde rastlanır. Denizcilerin inanışına göre her gemi canlı bir nesneydi ve kendi yolunu bulabilmesi için bir çift göze ihtiyacı vardı. Dini sembol olarak da pruvaya yerleştirilen heykeller nazara karşı da koruduğu düşünülmekteydi. Bu sebeple Çinliler hasır yelkenli teknelere birer çift göz çizerek nazara karşı korunma sağladıklarını düşünürlerdi.
Antik Mısır gemilerinde ise bordanın baş omuzlarına yerleştiren Horus’un gözleri gemilerin yollarını bulmasını sağlıyor, geminin iki ucuna yer alan lotus sapı da sonraki dönemlerde gözlerle birleşerek pruva heykellerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Roma savaş gemilerinde ise üstün savaş kabiliyetlerini simgeleyen yüzbaşı kabartmaları yer alırdı. Viking gemilerinde ise daha çok hayvan figürlerine yer verilmiş olup en yaygın olanı ise yılandı. Grotesk pruva oymaları yunus, boğa, ejderha gibi hayvanların detaylı işlenmiş figürleriyle süslüydü. 13. yüzyıldan itibaren zarafetiyle bilinen kuğu figürleri de işlenmiştir.
No Comments