Atatürk’ün Deniz Sevgisi

Atatürk’ün Deniz Sevgisi

Bu yazımızda Atatürk’ün denizciliğe verdiği önemden bahsetmek istiyoruz. Üç tarafı denizlerle çevrili yarım ada olan ülkemiz, Atatürk’ün modernleşme ve çağdaşlaşma adı altında denizlerde hakimiyetin sağlanması öne çıkardığı ilke ve inkılaplarla, politikalarla sağlanmıştır.

Modern bir hukuk devleti kurma çabalarının dışında Mustafa Kemal Atatürk’ün denize duyduğu tutku çok net bilinmektedir.  Deniz sporları içerisinden kürek çekmeyi seven Atatürk, muntazam olarak yüzmeyi de sevdiği biliniyordu.

Atatürk’ün denize olan sevgisini kanıtlayan sözlerini sizler için derledik.

  • En güzel coğrafi konumda ve üç tarafı denizlerle sarılmış olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile  ileri düzey denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz; denizciliği, Türkün büyük millî ülküsü olarak düşünmeli ve onu en kısa zamanda başarmalıyız.

  • Zaferi, denizini kontrol altında tutan, ihtiyacı olan bir şeyi, ihtiyacı olduğu zaman, istediği konuma ulaştırabilen ülke kazanır.

  • Denizciliği Türk’ün büyük ulusal ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız…”

  • Mükemmel ve kaadir bir Türk Donanmasına malik olmak gayedir.

  • Denizcilik sadece ulaştırma işi değil, iktisadi iş olarak anlaşılacak ve tersaneler, gemiler, limanlar ve iskeleler inşa edilecek, deniz sporları kulüpleri kurulacak, korunup geliştirilecektir. Çünkü: Toprakların ucu deniz olan bir ulusun sınırını, halkının kudret ve yeteneğinin hududu çizer. En uygun coğrafi konumda ve üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri bir denizci ulus yetiştirmek yeteneğindedir. Bu yetenekten yararlanmasını bilmeliyiz. Denizciliği Türk’ün büyük ulusal ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız

  • Donanmasız Anadolu olmaz. Donanmadan yana kuvvetli olmak Türkiye’nin savunması için şarttır. Donanmamız izlediğimiz politikanın da kuvvetli desteği olacaktır. 

  • Bahriye’yi esaslı ve ciddi bir biçimde geliştirip, düzenlemek düşünülmelidir. Bu konuda başlangıç noktası, özellikle seçkin elemanları hak ettikleri gibi yetiştirip, onlardan memleketin ivedi gereksinimlerinde yararlanmak ve herhalde memleketin gücünün üzerinde hayallerden de uzak durmak olmalıdır

     

 

No Comments

Post A Comment